
Linux, Finlandiyalı Linus Benedict Torvalds’ın 5 Ekim 1991’de bitirme tezi için yazmış olduğu açık kaynak kodlu işletim sistemi çekirdeğidir. Linux, sunucu işletim sistemlerinde kullanım oranı bakımından ilk sırada tercih edilmektedir.
Peki Linux’un zirveye ulaşmasını sağlayan serüveni nasıl başladı?
İşte bu sorunun cevabı için sizleri biz Z kuşağı çocuklarının anne-babasının bile yeni dünyaya geldiği geçmiş zamana götürmem gerek 😅
Zaman geriye aksın ⏳
1969 yılında Dennis Ritchie ve Ken Thompson Bell laboratuvarlarında ilk Unix versiyonunu geliştiriyorken aynı yıl kilometrelerce uzakta Linus Benedict Torvalds hayata gözlerini açıyordu. Dennis Ritchie ve Ken Thompson, programlarının kaynak kodlarını tüm dünyayla ve Berkley California ile paylaşmasıyla bir çok gönüllü tarafından Unix programları geliştirilmeye başlanmıştı.
Gönüllüler ile başlayan serüven, takvimler 1980’li yılları göstermeye başladığında bir çok firma tarafından ilgi gördü ve firmalar kendi Unix sistemini geliştirmeye başladı. IBM® AIX, HP® HP-UX, Sun® SunOS (Solaris) ve daha bir çok firma artık Unix sahnelerindeydi. Ee tabii nihai sonuç da kaçınılmazdı. Bir çok Unix sürümü ortaya çıkmış; komutlar, ifadeler ve tanımlar karışıklık göstermeye başlamıştı .
İşte tam bu noktada Linux’un temelleri atılmaya başlanmış aslında. 😉
Bu karışıklığa bir son verilmesi gerektiği fikrinden yola çıkılarak GNU Projesini (GNU is Not Unix) başlatıldı.
GNU Projesi derken?
Richard Stallman tarafından 27 Eylül 1983 tarihinde kamuoyuna duyurulan GNU Projesi, özgür yazılımlar geliştirip dağıtarak kullanıcıların bilgisayar ve benzeri araçlarını kendi istekleri doğrultusunda özgürce kullanmalarını sağlamayı amaçlayan bir projeydi. Yani kullanıcılar yazılımı çalıştırırken, paylaşım yaparken (kopyalama ve dağıtma), düzenlerken vs. tamamen özgür olmalıydı. Günümüzde Linux içerisinde kullanılan bir çok komut ve araç, GNU projesinin sonucudur diyebiliriz. GNU Tasarısı ise çalışmalarına yazılım, geliştirme , farkındalık yaratma gibi alanlarda devam etmekte.
Artık Linux’un dünyaya gelmesi için tüm zemin hazırlanmış durumda diyebiliriz.
1990’lı yılların başına geldiğimizde Helsinki Üniversitesi’nde okuyan 23 yaşındaki genç bilgisayar bilimi öğrencisi Linus Torvalds, Unix gibi davranan ancak aynı zamanda herhangi bir bilgisayarda çalışan bir işletim sistemi yapmayı önerir. Torvalds, 386 işlemcili bir bilgisayarda POSIX standartlarının çalışabildiği çekirdek (kernel) adı verilen bir program geliştirir. Programının kaynak kodlarını insanlarla paylaşır.
Beklenmeyen bir şey olur ve çekirdek program fenomen olur !
Günümüze gelirsek, Linux’un 90’lı yıllarda kazandığı ilginin katlanarak büyüdüğüne hepimiz şahit olmaktayız. Öyle ki en büyük rakibi olarak bildiğimiz Microsoft bile bu konudaki tutumunu değiştirdi . Microsoft’un günümüzün en popüler kod deposu GitHub’ı satın alması, Powershell’in artık Linux’ta kullanılabilir olması barış bayrağınının çoktan salladığının en önemli göstergelerindendir.
Linus Torvalds’ın da dediği gibi: “If Microsoft ever does applications for Linux it means I’ve won.”

