Doğu Ekspresi Günlükleri #2

Merhaba sevgili gezginler 🙂

Ballı süt eşliğinde bir yazı serisinin devamı ile karşınızdayım bugün. Bu yazıyı okuyan herkesin ölmeden önce yapılacak listesinde olduğuna inandığım Doğu Ekspresi ile başlayan gezi rotamdan bahsetmeye devam edeceğim. O zaman gezmeye başlayalım!

Pazar 17.40 itibariyle Ankara’dan tren yolculuğuna başladık. Pazartesi 20.00 gibi Kars Garı’na vardık. 26 saat civarı süren Doğu Ekspresi tren yolculuğuma dair merak ettiğiniz detayları anlattığım yazıma “Doğu Ekspresi Günlükleri #1” linkinden ulaşabilirsiniz. Rotanın tamamına da şöyle bir bakacak olursak:

Gelelim Kars’a.. Pazartesi akşamı itibariyle başlayan Kars konaklamamız Çarşamba sabahına kadar sürdü. Kars ve çevresine ayırabileceğimiz 1 günümüz vardı. Bu sebeple görmek istediğimiz yerleri önceliklendirdik. Tabi siz bu rotayı zamanınıza göre genişletebilirsiniz. Ama mutlaka İshak Paşa Sarayı’nı ve Ani Antik Kenti görmeniz gerektiğini düşünüyorum. Bu muhteşem 2 yer, 1 gününüzü kapatıyor. Ulaşım kısmına gelirsek birisi Ağrı Doğubayazıt’ta, diğeri Kars-Ermenistan sınırı 🙂 Bu sebeple en konforlu ve kolay çözüm araba kiralamak diyebilirim. Bu mekanlara giden günübirlik turlar da varmış. Dilerseniz turları da tercih edebilirsiniz. Ama tarihler genelde hep hafta sonu ve açıkçası ben kendi turunu planlamayı seven biriyim. Bu yüzden bizim tercihimiz araba kiralamaktan yana oldu. Tabii bir miktar tuzlu olduğunu da belirteyim 🙂 Ama kesinlikle gördüğümüz 2 yer için değerdi. Araba kiralama şirketi olarak kurumsal bir yer tercih ettik. İsim vermiyorum reklama girmesin 🙂

Sabah 08.30 civarı arabayı teslim aldık ve 08.45 gibi Doğubeyazıt’a doğru yola çıkıık. Sonbaharda ilk defa kar gördüğüm bir yolculuk oldu. İshakpaşa Sarayı’na olan Ağrı Dağı manzaralı yolculuğumuz 2 s 45 dk sürdü.

Doğu’nun İncisi: İshak Paşa Sarayı

Bir kelimeyle İshak Paşa Sarayı’nı anlat deseler “inci” derdim. Doğu’nun incisi. Mimarisine bakmaya, tarihini dinlemeye doyamadığımız bir saray. Burada 1.30 saat gibi kısıtlı bir zamanımız vardı ama saray ve çevresindeki türbe ve camiyi de gezmek için bu süre gayet yetti de arttı.

Saray 1784 yılında yapılmış ve Anadolu’dan günümüze ulaşan tek saray olarak belirtiliyor. Motifleri yakında incelediğinizde bir mesaj içerdiği hissiyatına kapılıyorsunuz. Çok motiflerden anlamam ama okuduğum kadarıyla Selçuklulardan ve İran Kültüründen izler taşıyormuş. Ayrıca yaklaşık 99 yıl sürmüş. Dile kolay 99 yıl..

Beni en çok şaşırtan bilgi ise şu oldu: Dünyanın ilk tesisat döşenen sarayıymış. Bu kalorifer sistemi camide, medresede, tören salonunda ve haremde kullanılmış.

Dış avludan girdikten sonra ihtişamlı bir kapıdan daha geçerek saraya giriyorsunuz. Mutfağından kilerine, hareminden zindanına bol merdiven inip çıkmalı, ihtişamlı rüzgarıyla eşsiz manzaraya sahip olan saraya.. İhtişamlı rüzgarı diyorum çünkü rakımı 1900 küsür olan bir yerden bahsediyoruz. 🙂

Orijinali çok daha heybetli olan sarayın bugüne ulaşan en sağlam yeri ise camisi olmuş. Tek kubbeli camii, iki ayrı renk taşla örülmüş minaresiyle değişik ve dikkat çekici bir görüntüye sahip. Dikkat çekici demişken mutfaktaki çeşme nişinden de bahsetmek istiyorum. Niş üzerinde , bazı arkadaşlarım köri soslu tavuk tarifi olarak adlandırsa da (:)) , 4 satırlık hoş bir kitabe yer alıyordu.
Tercümesini de şuraya bırakayım :

Gökyüzünde güneş ile ayın ışıkları parladıkça
Allah devletle bu ocağı eyleye
Dünya durdukça buranın nimeti depolu olsun.
Bu çeşmenin suyu cennetteki kevser gibi tatlı olsun.

Çeşme Nişindeki Kitabe

Son olarak bir de zindan odalarından bahsetmek istiyorum. Önce uzun merdivenden aşağı iniyorsunuz sonrasında iç içe geçmiş zindan odaları sizi karşılıyor. Tavanı yüksek küçük bir deliği olan olan bu odalara mahkumlar delikten iple indiriliyormuş. Bu da bence ilginç bir detay.

Saraydan çıktıktan sonra karşınızda gözüken yürüme mesafesinde bir başka camii ve türbe göreceksiniz. Burası ise Ahmedi Han Türbesi ve Camii.

Ahmedi Han Türbesi

13.00 gibi İshak Paşa’dan ayrılıp ikinci rotamıza doğru yola çıkıyoruz. O zaman kısa bir mola. Kahvelerinizi/çaylarınızı tazeleyin devam edelim.

Doğu Ekspresi Günlükleri: İshak Paşa Sarayı & Ani Ören Yeri
Geçmişe Açılan Kapı : Ani Ören Yeri (Ani Harabeleri)

İshak Paşa – Ani arası yaklaşık 4 saat sürüyor. Biz Ani’ye vardığımızda 16.40 civarıydı. Doğu’da güneşin erken battığını hesap etmeyişimiz açıkçası kötü oldu. Öncelikle kış ayları 08.00-17.00, yaz ayları 08.00-18.00 arasında müzenin açık olduğunun bilgisini paylaşmak isterim. Ayrıca müze kart da geçiyor.

Gelelim bize…

Vardığımızda kapanışa 20 dakika kalmıştı. Sağolsun görevliler girişimize izin verdiler. Ama şu notu eklediler: “Hızlı hızlı gezin, birazdan hava kararacak. Akşam olunca kurtlar iniyor.” Bu bilgiyle bizi aydınlatmaları sonrası hayatımın en hızlandırılmış müze turunu ve fotoğraf çekimini yaptığımı söyleyebilirim 😀 17.45’e kadar biraz korkarak da olsa gezebildik 🙂 1 saatimiz daha olsaydı mükemmel olurdu. O yüzden siz zaman planlamalarınızı gün batımını hesap ederek yapın.

Ermenistan sınırını gören Ani için sizlerle paylaşmak istediğim bazı küçük detaylar var:

Öncelikle bölge sınır bölgesi olduğu için hattınız sizi yurtdışına çıkmış sanabilir. Dikkatli olun, benimki gibi faturanız kabarık olmasın 😦
-Kars halkı, Ani Harabeleri diye hitap edilmesinden hoşlanmıyormuş. Bu yüzden ben de öğrendiğimden beri dikkat etmeye çalışıyorum. Ani Ören Yeri hatta direkt Ani diye devam edeceğim 🙂

Hızlandırılmış Ani gezimize Aslanlı Kapı‘dan girerek başlıyoruz. Surların arasından geçtiğiniz anda binlerce yıl geriye ışınlandığınızı hissediyorsunuz. Bu antik kent her ne kadar tahrip edilmiş olsa da yine de atalarımızdan izlerin olduğunu hissetmek çok farklı bir duygu. Tabii burada Ermeni halkından da izleri göreceksiniz.

Kenti gezmeye devam ettiğinizde binlerce yıllık tarihten hala büyük bir kısmı duran Büyük Katedral’i görüyorsunuz. Fethi sonrası ise ismi Fethiye Camii olmuş. Sebebi ise Sultan Alparslan’ın 1064 yılında kenti fethettiğinde ilk fetih namazını burada kılmasıymış.

Biz izleyemedik ama katedrale sırtınızı verip ilerilere gittiğinizde Ermenistan’ı izleyebiliyormuşsunuz. Bunu da not olarak bırakayım.

Uzaklarda kule gibi bir yapı gözüküyordu. Bu ne dedik, askerler buradan gözetleme mi yapıyor dedik. Neticede sınırdayız 🙂 Ama burası hiç ummadığımız bir yer çıktı. Bir cami ve kaleymiş: Ebu’l Menûçihr Camii ve Ani İç Kalesi. Caminin içine kadar gidersenin İpek yolu köprüsünü ve sınırdan geçen nehri görebilirsiniz. (Bize saatten ötürü yine nasip olmadı 😦 ) Neyse devam edelim, cephe gibi duran bir yer daha gördük. Bu yer ise Selçuklu Kervansarayı imiş.

Son olarak Ani yazdığınızda ilk sıralarda göreceğiniz fotoğraftan bahsetmek istiyorum: Abughamrents (Polatoğlu) Kilisesi. 980 yılında yapıldığı belirtilen bu kilise, geçmişten günümüze neredeyse hiç değişmeden gelen tek yer diyebilirim.

Hava karardı, biz birazcık korkan gezginler için Ani’ye veda vakti geldi. 18.00 civarı köyden ayrılıp Kars merkezine doğru yola çıktık. Yollarda hiç kimse yoktu, ıssızdı ama kurtlar bizi yakalamadan merkeze varabildik 🙂 Yol yaklaşık 45 dakika sürdü. Biraz da merkezi gezip yemek yiyelim dedik. Düzeltiyorum önce yemek, sonra geziye devam 🙂

Kars’a gelip herkesin de ısrarla yedin mi diye sorduğu “Kaz” . Yiyelim bakalım.
Etle pek aram olmadığı için aşırı överek anlatamayacağım ama denenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bununla beraber ilk defa denediğim yöresel iki lezzeti de şiddetle tavsiye ediyorum.

-Tandırda Kaz
-Evelik/Isırgan Otu Çorbası
-Hangel

Bu lezzetler “Kars Kaz Evi“‘nde denendi. Mekana aşık oldum. Mekanın tasarımı, servisi, manzarası hepsi harikaydı. Kesinlikle akşam gidin. Kars Kalesi’nin ışıklarını izleyerek gözünüzü, yemeklerle karnınızı doyuracaksınız. Benden söylemesi 😉

Ballı süt de bitti, üzerine kahvem de bitti.. Sanırım yazıyı da bitirme vakti geldi. Sözlerimi tamamlarken şehrin her alanında yer alan tarihimizi mükemmel bir şekilde korumuş Kars halkına, misafirperverliğiyle bizleri ağırladığı için ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Umarım bir gün tekrar yollarımız kesişir .

Sağlıklı ve gezili günleriniz olsun!

Doğu Ekspresi Günlükleri #2” için 2 yorum

    1. Teşekkür ederim yorumunuz için. Yazının devamı iş yoğunluğu sebebiyle drafta bekliyor. Önümüzdeki günlerde paylaşmayı planlıyorum 🙂 Sizi de çok güzel anılar beklediğine eminim, iyi yolculuklar dilerim şimdiden 🐸

      Liked by 1 kişi

Yorum bırakın